Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun, Türkiye terslerinin beşinci kol ögelerini devreye sokarak arkası gerisine dezenformasyon kampanyaları yürüttüklerini belirterek, toplumsal medya şirketlerini dezenformasyonla gayret konusunda çok daha hassas olmaları konusunda uyardı.
Altun, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, dünyanın dört bir yanında olduğu üzere Türkiye’de de ruhsal harp niyetiyle yürütülen dezenformasyon kampanyalarının, demokrasi ve demokratik müzakere kültürü üzerinde bir baskı oluşturmayı hedeflediğini vurguladı.
Yalan haber ve manipülatif bilginin, demokrasi ve insan hakları için açık bir tehdit olduğunun altını çizen Altun, dezenformasyon kampanyalarının en önemli maksadının, siyasal istikrarsızlık ve toplumsal kaos yaratmak olduğuna işaret etti.
Altun, bu süreçte en sık başvurulan taktiğin radikalizmi körüklemek olduğunu belirterek, şu sözleri kullandı:
“Türkiye, 2002 sonrasında Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği hükümetler sayesinde birçok alanda önemli atılımlar gerçekleştirmiş, bölgesel bir güç ve global bir aktör olarak dünya siyasetinin istikrar ögelerinden birine dönüşmüştür. Türkiye büyüme ve özgürleşme çabasını Türkiye Yüzyılı vizyonuyla sürdürürken, Türkiye karşıları beşinci kol ögelerini devreye sokarak arkası arkasına dezenformasyon kampanyaları yürütmektedirler.”
Altun, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat sarsıntıları sonrasında ve seçim sürecinde bu dezenformasyon kampanyalarının birçok çeşidiyle karşılaştıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Bu kirli kampanyalarla hamdolsun güçlü formda uğraş ettik. Ne yazık ki son günlerde bu kötücül kampanyaların yeniden arttığını görüyoruz. Örneğin, son günlerde sığınmacılarla ilgili sirkülasyona sokulan haberlerin birçoğu dezenformasyon içermektedir. Toplumsal huzuru bozan bir olay kelam konusu olduğunda bu olayın faili, gerçekte o denli olmadığı halde, yabancı asıllı bir kişi imiş üzere gösterilmektedir.
Yine bir diğer örnek, yaz aylarında ve bilhassa global iklim değişikliği ile birlikte karşı karşıya kaldığımız orman yangınlarıyla gayret sürecinde karşımıza çıkmaktadır. Devletimiz orman yangınlarıyla tesirli bir formda gayret etmektedir. Bu sürecin kıymetli araçlarından biri de insansız hava araçlarıdır. Bu araçların ilgili kamu yönetimi tarafından kiralanma süreci kamuoyuna açık olmasına karşın bir şaibe varmış üzere haber yapılmakta, ülkemizin orman yangınlarıyla gayrette dünyada en tesirli ülkelerden biri olmasının önüne geçilmek istenmektedir.”
– “Türkiye kamuoyunun şuurlu olması son derece önemli”
Altun, dezenformasyon kampanyalarının ağırlaştığı bir öbür alanın ise ulusal savunma alanı olduğunu tabir ederek, şunları kaydetti:
“‘Türk Silahlı Kuvvetlerine ilişkin Çankırı Obüs Fabrikası Katar’a satıldı’ palavrası bunun somut bir örneğidir. Bu palavranın birçok toplumsal medya hesabı tarafından organize bir biçimde deverana sokulduğunu görüyoruz. Burada da temel gaye ülkenin güvenliği ve huzurunu sağlayan güzide kurumlarımızı tartışmaya açacak formda manipülasyonlar üretmektir.
Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığı olarak, iç ve dış kaynaklı bu sistematik taarruzların farkındayız. Elbette bu atakları bertaraf etme çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmekteyiz ve bu süreçte toplumsal medya şirketlerini dezenformasyonla çaba konusunda çok daha hassas olmaları konusunda uyarıyoruz. Hiç kuşkusuz ki Türkiye kamuoyunun bu dezenformasyon kampanyalarına karşı şuurlu olması son derece kıymetlidir. Gerçek gündemimiz, global krizlerin neden olduğu kasvetleri yapısal bir formda tahlile kavuşturup ülkemizi çok daha müreffeh hale getirmek, güçlü siyasal liderliğimizle istikrarlaştırıcı bir güç olarak global siyasette tez sahibi olmaya devam etmektir.”
Altun, Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı Dezenformasyonla Çaba Merkezinin, sığınmacılar, orman yangınlarına müdahalede kullanılan İHA’lar ve Çankırı Obüs Fabrikası’na ait savlar içeren haberler konusunda kamuoyuna sunduğu gerçek bilgilere de paylaşımında yer verdi.
