Türkiye Sigortalar Birliği’nden (TSB) yapılan açıklamada sigorta sektörünün deprem bölgesindeki çalışmaları hakkındaki görüşlerine yer verilen Obalı, hayatın olağan akışına dönebilmesi için “sorumluluk bilinciyle” hareket eden sigorta bölümünün, her daim sigortalıların yanında olduğunu aktardı.
Obalı, Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Genel Müdürü Selva Eren’in açıklamalarını da hatırlatarak, DASK’ın Türkiye genelinde 600 bine yakın ihbar için bugüne kadar 29,5 milyar TL hasar ödeme yaptığını, böylece Kahramanmaraş depremleri nedeniyle kesimin toplam hasar ödemesinin 55,5 milyar TL’ye ulaştığını vurguladı.
“6 Şubat sarsıntılarını unutmadık ve unutturmayacağız”
Obalı, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ülke olarak büyük acılar yaşadığımız 6 Şubat sarsıntılarını unutmadık ve unutturmayacağız. Afetinin akabinde geçen 5 ay boyunca bölümümüz, sorumluluklarını eksiksiz yerine getirme çabasıyla çalışırken, başta ferdi kaza ve hayat sigortaları olmak üzere, konut sigortası, sanayi ve ticari yatırımlardaki mühendislik, yangın, kâr kaybı, nakliyat ve kasko üzere branşlarda 144 binden fazla belgeye 26 milyar TL’ye yaklaşan fiyatta ödeme yaptı. Öte yandan 35 bine yakın evrak için de 10 milyar TL meblağında rezerv ayırırken, 5 ay üzere kısa mühlet içinde hasar ödemelerimizin büyük bir kısmını gerçekleştirmiş olmanın memnunluğunu yaşıyoruz.”
Branş bazında, ticari işletmeleri, sınai tesislerini ve ferdî teminatları içeren yangın branşında, 71 bin 532 adet evraka 21 milyar TL’yi aşan toplam meblağla 11 vilayette bugüne kadarki “en büyük ödemenin” gerçekleştiğini belirten Obalı, “Hayat sigortasında 15.735 evraka 728 milyon TL, sınai ve ticari tesislerin kâr kaybına yönelik teminat içeren 307 evraka 364 milyon TL, kaskoda 8.114 evraka 1,7 milyar TL, elektronik aygıtlara, inşaatlara, makine kırılması ve montaj teminatları içeren mühendislik sigortalarında 45 bin 294 evraka 689 milyon TL, nakliyat sigortalarında ise 1.450 belgeye 796 milyon TL ve ferdi kaza poliçesi kapsamında 1.255 evraka 101 milyon TL’den fazla tazminat ödemesi yapıldı.” formunda konuştu.
110 bin kilometrekareyi aşan bir alanı etkileyen sarsıntılarda 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini, binlerce fabrika ve işletmenin ziyan gördüğünü aktaran TSB Genel Sekreteri Obalı, şunları kaydetti:
“Yitirilen hayatları geri getirmek mümkün değil, ülkemizin her ferdi üzere bu acıyı yüreğimizde taşıyor, geride kalan ailelere tekrar sabır diliyoruz. Bölgedeki hayatı bir an evvel olağana döndürebilmek, depremzedelerimizin yükünü hafifletebilmek için büyük ehemmiyet taşıyor. Mali kayıpları telafi etme noktasında ise ‘sigortalı olmak’ kritik bedelde. Gelişmiş ekonomilerdeki sigortacılıkta, kişisel ve kurumsal risk idaresi geniş yer tutuyor ve bu ekonomilerde yaşanan kayıpların değerli bir kısmı sigorta sistemi tarafından karşılanıyor. Türkiye’nin sigorta kesimi olarak, ülkemizin gelişmiş ekonomiler ortasındaki hak ettiği yere ulaşması için ‘sigortalanma bilincinin’ tabana yayılmasının ne kadar değerli olduğu biliyor, çalışmalarımızı bu konuda ağırlaştırıyoruz.”
“Yüzyılın felaketi” olarak isimlendirilen sarsıntının Türkiye iktisadı üzerindeki tesirlerinin azaltılması için sigorta dalının canla başla çalıştığını, bölgedeki vatandaşların acılarını bir nebze olun azaltabilmek ismine maddi ve manevi dayanaklarını aralıksız sürdürdüğünü vurgulayan Obalı, “11 vilayetimizin tekrar ayakları üzerinde durması için bölge insanımızın yanında olmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye Sigorta Birliği, tüm paydaşlarıyla zelzele bölgesindeki çalışmalarına devam ediyor. Bölgedeki takımlarımız, paydaş kurumlarımız, acentelerimiz ve uzmanlarımızla vatandaşlarımızın sigortayla ilgili beklentilerinin karşılanması için var gücümüzle alandayız. Öte yandan ülkemizin Türkiye Yüzyılı yolcuğunda, sigorta bölümü olarak, bundan sonra da üzerimize düşen vazifeleri eksiksiz yerine getirmeyi sürdüreceğiz.” bilgisini paylaştı.
Maliyetlerdeki artışların neden olduğu aksiliklere da dikkati çeken Özgür Obalı, sigortacılığın “poliçenin düzenlendiği tarihteki prim” aracılığıyla “gelecek 12 aylık devirde gerçekleşecek risklere” garanti verdiğini hatırlattı.
Gelecek 12 aylık devir içinde yaşanan her türlü maliyet artışının dalı önemli halde zorladığını belirten Obalı, “Bunun en kıymetli göstergesini mecburî bir branş olan trafik sigortasında yaşıyoruz. Son bir yılda minimum fiyat, kesim fiyatları, araç pahaları ve enflasyon gibi birçok gösterge maliyetlerimizi sürdürülemez düzeylere çıkardı. Bu nedenle ‘Güçlü Sigortacılık, Güçlü Ekonomi’ şiarımızla kesimimizin sarsıntı bölgesinde ortaya koyduğu katkıların, tarife ve vergi gibi bahisler çerçevesinde dikkate alınabileceğine ve gerekiyorsa farklı bir kategoride kıymetlendirilerek desteklenebileceğine inanıyoruz.” sözlerini kullandı.
Obalı, Meclis’e sunulan ‘vergi paketi’ne ait olarak da, “(Vergi paketi) Bölümümüzde bilançoları zorlayacaksa da afet bölgesiyle ve depremzedelerle dayanışma hedefiyle hazırlanan bu paketin ülkemizin muhtaçlık duyduğu kaynaklar ismine kritik değerde olduğunu düşünüyoruz. O nedenle, Türkiye’nin sigorta kesimi olarak üstlendiğimiz toplumsal ve ekonomik sorumluluk gereği ve tüm bu alanlara katkı sağlama hedefimize uygun olarak bu vergi paketinin ardında durulması gerektiğine inanıyoruz. Dal olarak ülke ekonomimize var gücümüzle dayanak olmaya devam edeceğiz.” açıklamasında bulundu.
